Dünyaca Ünlü Besteciler ve Hayat Hikayeleri

Dünyaca Ünlü Besteciler ve Hayat Hikayeleri

İşte en ünlü klasik müzik bestecileri ve hayat hikayeleri.

Ludwig van Beethoven

Alman bestecisi (1770-1827)

Beethoven, Ren (Rhein) kıyısındaki Bonn şehrinde doğdu; yoksul bir ailenin çocuğuydu. Daha dört yaşındayken babası onu piyanonun başına oturttu ve çok yetenekli olsuğunu görünce, pek küçük olmasına rağmen, eve para getirmeğe zorladı. Sekiz yaşında oğluna ilk konserini verdirdi. 

Beethoven önce Bonn'da, sonra Viyana'da müzik öğrenimini sürdürdü ve 1792'de Viyana'ya yerleşti. O dönemde Viyana, hem Avusturya'nın, hem de müzik sanatının merkeziydi. Mozart Viyana'da ölmüştü ve o sırada şöhretin doruğuna erişmiş olan Joseph Haydn, Viyana'da genç Beethoven'in son ustası olacaktı. 

Kadere Karşı

Herkesin hayranlık duyduğu besteci ve piyanist Beethoven, 1796 yılında ilk sağırlık belirtileri ortaya çıktığı zaman, henüz yirmi altı yaşındaydı. 1819'dan itibaren, bir konuşmayı sürdürmesi imkânsız hale geldi. Artık sadece "konuşma defterleri" aracılığıyla başkalarıyla anlaşabiliyordu; karşısındakiler, ona söylemek istediklerini bu deftere yazıyorlar, Beethoven de karşılığını veriyordu. 

Sağır olmak, bir müzikçi için, felâketlerin en büyüğü değil midir? Ama Beethoven, sıkıntıları atlatmayı başardı; bir kere intihara kalkıştıktan sonra, en büyük eserlerini besteledi. Ve sessizliğe, yalnızlığa gömülmüş, bestelediği müziği artık ancak kafasının içinde dinleyebilen bu müzikçi, insanlığa ses yoluyla olağanüstü bir kardeşlik ve mutluluk bildirisi aktardı: Schiller'in bir şiiri üzerine bestelediği Neşeye Övgü. Bu onun ünlü 9. Senfoni'siydi. 

Beş piyano konçertosu, bir keman konçertosu, dokuz senfoni, on yedi yaylı sazlar dörtlüsü, otuz iki piyano sonatı, on keman sonatı birbirini izledi. Beethoven 26 mart 1827'de, Viyana'da elli yedi yaşında öldü. On yıldır, hemen hemen tamamen sağırdı. 

Modern bir besteci

Beethoven, büyük modern bestecilerin ilkidir. Senfoninin ve sonatın klasik biçimlerini altüst etmiş, onları nasıl söylemek istiyorsa öyle yoğurmuş, sert kalıplara uymağa yanaşmamıştır. Böyle yaparak onunla birlikte başlayan romantik müziğin ötesinde, günümüz bestecilerinin her türlü cüretli hareketine yolu açmış bulunuyordu. 

Ludwig van Beethoven'in eserleri

Senfoniler: 3. Senfoni, "Eroica"; 5. Senfoni; 6. Senfoni, "Pastoral"; 7. Senfoni; 9. Senfoni, korolu ("Neşeye övgü"). 

Konçertolar: piyano konçertoları, 3., 4. ve "imparator"; keman konçertosu. 

Oda müziği: Keman ve piyano sonatları "ilkbahar" ve "Kreutzer"; 3 numaralı viyolonsel ve piyano sonatı; "Arşidük" Triosu; yaylı çalgılar için 4 ve 11 numaralı dörtlüler (kuartetler). 

Piyano sonatları: 8 numaralı, "Patetik"; 14 numaralı, "Ay Işığı"; 18 numaralı; 23 numaralı, "Appassionata".

Mozart

Wolfgang Amadeus Mozart, Avusturyalı besteci (1756-1791).

Mozart'ın yaşamı bir peri masalı gibi başlar ve çocukluğu bir efsane olarak belirlenir: dört yaşındayken klavsen çalıyor, altısında yaptığı besteler, babasını, onun müzik eğitimini bizzat ele almaya yöneltiyordu. Birkaç yıl içinde tam bir virtüöz oldu; klavsen, keman ve org çalarken doğaçtan besteler yapabiliyor, hattâ orkestra bile yönetebiliyordu.

Harika çocuğun Avrupa turnesi

Bunlara dayanarak babası, oğlu için Avrupa'da bir dizi konser düzenlemeğe karar verdi. Ve genç Mozart böylece Fransa, Belçika, İngiltere, İtalya ve Orta Avrupa'yı dolaştı. Her yerde büyük bir ilgiyle karşılandı, el üstünde tutuldu. Ama halkın en çok hayranlık duyduğu şeyin ne olduğunu kestirmek güçtü: herkes bu harika çocuğa mı, yoksa o tarihte belirmiş olan müzik dehasına mı hayrandı? On altı yaşındayken, doğduğu şehrin (Salzburg) başpiskoposu tarafından koro şefliğine atandı. Ama çok kısa zamanda gene özgürlüğüne kavuştu, gene yolculuklar yaptı, sonra da 1780'de Viyana'ya yerleşti.

Sefalet ve şöhret

İki yıl sonra Constance Weber ile evlendi ve Tuna kıyılarında, hem başarısızlıklarla, hem de birkaç parlak başarıyla dolu çetin bir yaşam sürdü. Art arda, şöhreti de, gözden düşmeyi de, sefaleti de tattı.

1788'de Don Juan'ın Prag'da kazandığı zafer onu çok sevindirmişti. Ama Viyana'ya dönmek zorunda kaldı ve burada saray bestecisi oldu. Mozart'ın son yılları sefalet ve hastalık ile kararmıştır. Son başeserleri olan, 39, 40 ve 41 numaralı üç senfoniyi, Sihirli Flüt operasını ve Requiem'i çok zor koşullar altında besteledi. 35 yaşında öldü.

Mozart'ın sanatı, uyumlu bir sentez halinde çeşitli etkileri birleştirir: Alman ciddîliği, Fransız nükteciliği ve İtalyan zarafeti. Sadeliği ve anlaşılırlığı yönünden, büyük klasiklerin (Bach, Haendel) vârisidir. Derin kaygı ve sonsuz sevinç çelişkileri yönünden de romantiklerin Beethoven) habercisi sayılır.

Mozart'ın bazı eserleri

52 senfoni; 27 piyano konçertosu; birkaç opera ve bu arada Saraydan Kız Kaçırma ile Cosi Fan Tutte; 18 missa; sonatlar, dörtlüler, serenatlar v.b.

Richard Wagner 

Richard Wagner, Alman bestecisidir (1813-1883). Leipzig'de doğan Wagner, daha çocukluk yıllarında kendini tiyatronun büyüsüne kaptırdı. Felsefe. ve müzik öğrenimini birlikte sürdürdükten sonra başarısız birer deneme olan ilk operalarını yazdı. Almanya'da orkestra yöneticiliği yapan, ardından Fransa ve İngiltere'yi dolaşan Wagner, meslek yönünden çok güç yıllar yaşıyordu.

İlk başarısını Dresden'de, Rienzi operasıyla kazandı. 1849'da devrimci harekete katıldığı için Almanya'dan kaçmak zorunda kalan besteci önce Zürich'te, sonra Venedik'te yaşadı. Alacaklılarının elinden kurtulmak için Münih'e gidip Bavyera kralının yanına sığındı. Fakat bu sefer de kendisini çekemeyenler yüzünden rahatı kaçmıştı, yeniden İsviçre'ye döndü, orada Lîszt'in kızı Cosima ile birlikte altı yıl büyük bir mutluluk içinde yaşadı. Bayreuth'da eserlerinin olağanüstü bir başarı kazandığını gördükten sonra Venedik'te ansızın öldü.

Lirik Dram

Wagner'in savunuculuğunu yaptığı yeni lirik sanat anlayışı, operayı basit bir eğlence olmaktan kurtarıp seyircinin ruhsal durumunu etkileyen müzikli bir dram haline getirmeyi amaçlar. Bu yeni sanat, Kelt ya da Germen halk masallarından (Nibelungen destanı, Graal efsanesi) alınma konular çerçevesinde işlenen simgesel temalardan (özgürlük, aşk yoluyla ruhun yücelmesi, günahlarından arınması) esinlenir.

Wagner'in operalarında, recitativolar aracılığıyla birbirine bağlanan arya, düo, koro gibi geleneksel formüller bir yana bırakılmış, bunların yerini recitativolar ile şarkıları aynı hareket içinde bağdaştıran «kesintisiz müzik» almıştır. Yunan trajedilerindeki koronun görevine benzer bir rol oynayan orkestra, şarkının gidişini büsbütün kendi haline bırakarak dramın açıklamasını yapar. Bütün bunlardan başka leitmotif ilkesi, yani bir düşünceyi, bir duyguyu ya da eserin kahramanlarından birini simgeleyen ana tema bütün eser boyunca bilinçli ve düzenli bir biçimde sık sık kullanılır.

Böylece tiyatro, şiirden müzik ve dansa, dekor ve giysilerden eserin sahneye koyulusuna ve ışık oyunlarına kadar bütün sanatların kaynaşıp bütünleştiği sihirli bir pota olur. Bütün bu gereçsel ve teknik koşullar, Wagner'in pek çok kitabında (Geleceğin Sanat Eseri) açıkladığı felsefî düşünceleri için birer dayanaktır.

Richard Wagner'in bazı eserleri

Uçan Hollandalı, Tannhauser, Nürnbergli Usta Şarkıcılar, Nibelungen Yüzüğü (Ren Altını, D/e Walküre, Siegfried ve Tanrıların Çöküşü bu operanın bölümleridir), Tristan ve İsolde.

Bayreuth tiyatrosu

Wagner, Bavyera kralı Ludwig ll'nin yardımıyla en büyük düşünü gerçekleştirebildi: eserlerini temsil etmek için özel olarak yapılmış bir tiyatro binası kurdu. 1876'da açılışı yapılan Bayreuth Tiyatrosu bugün bile yalnız Wagner'in operalarına ayrılmış ünlü bir festivale sahne olur.

Piotr Çaykovski 

Rus bestecisi (1840-1893).

Ailesinin hukukçu yapmak istediği Çaykovski, yirmi üç yaşma gelince kendini müziğe adadı, önce Petersburg (Leningrad) Konservatuarı'na girdi, iki yıl sonra, Moskova Konservatuarı'na öğretmen olarak alındı. İlk senfonik eserlerini, ilk operalarını ve ünlü Piyano Konçertosu'nu (1875) işte bu dönemde verdi. 

O sıralarda kader, yoluna zengin bir dul olan Madam von Meck'i çıkardı; Von Meck, Çaykovski'nin müziğiyle derinden etkilendiği için tam on iki yıl ona rahat geçimini sağlayabilecek bir gelir bağladı. Ama hiç bir zaman besteciyle yüz yüze gelmek istemedi. 

Böylelikle her tür maddi kaygıdan uzak olan Çaykovski, dilediğince seyahat edip müzik besteleme imkânına kavuşmuş oluyordu. Ne var ki aşırı duyarlı yaradılışı onu, çoğu zaman müziğinde yansıyan (Manfred Senfonisi, Hamlet, Beşinci Senfoni) bir hüzün ve bir endişe içinde yaşatmaktaydı. 

1891'de, Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptığı çok başarılı bir turneden sonra, başeseri sayılan, Patetik Senfoni'yi yazdı. Bu umutsuz bestecinin en ünlü eserlerinin göz kamaştırıcı bir tazelik ve sevinçle dolu olması, gerçekten ilgi çekici bir özelliktir. 

Piotr Çaykovski'nin Eserleri

Baleler: Fındıkkıran, Kuğu Gölü. 

Operalar: Maça Kızı, Yevgenly Onyegin


10 yıl 1 ay önce eklendi

MCI, CMR, CMP, SMR ve PMR Nedir? Peygamber efendimizin hayatının özeti Enerji tasarrufu nasıl yapılır? Mantık Soruları Şule Yüksel Şenler'in Huzur Sokağı isimli romanının kitap özeti İngiliz Atasözleri, İngilizce Atasözleri ve Anlamları Ramazan hakkında peygamber efendimizin sözleri Coğrafi Keşifler Memelilerde hamilelik süreleri Majör Depresif Bozukluk Nedir? Dünyaca Ünlü Besteciler ve Hayat Hikayeleri Türk Edebiyatı Türleri ve Türk Edebiyatının Temsilcileri Aşık Atmak ne demek Vatandaşlık nasıl alırım, yetkili makam kararı ile TC vatandaşı olma? Paskalya Bayramı Ne Zaman Kutlanacak 2018 Pi Sayısı Nerelerde Kullanılır Fizik yasalarını değiştirebilecek deney: Işık hızı aşıldı mı? İşletim sistemi nedir, ne işe yarar? DNS nedir, Open DNS 2014 IP Adresleri Ülkelere göre Ortalama Yaşam Süreleri Sözde Ermeni Soykırımı hakkında daha fazla bilgi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28